FEMİNİST SÖYLEŞİLER 2
Tüm kadınları seminerlerimize güç katmaya bekliyoruz...
Söyleşiler Amargi'de her pazar saat 14:00'te .
12 Şubat FEMİNİZM VE KADIN ÜTOPYASI / Yasemin Temizarabacı
19 Şubat FARKLI DÜZEYLERDE ATAERKİLLİĞİ NASIL ALGILIYORUZ? / Belkıs Kümbetoğlu-Gönül Demez
26 Şubat KADIN TARİHİNE MUTFAKTAN BAKMAK / Necla Akgökçe
12 Mart KADINLARIN YOKSULLUĞU VE YOKSULLUKLA MÜCADELE DENEYİMLERİ /Yelda Yücel
26 Mart CİNSELLİK ÜZERİNE YÜRÜTÜLEN GLOBAL SAVAŞLAR / Pınar İlkkaracan
2 Nisan KADIN DERGİLERİNDE CİNSELLİK VE ÜREME / Hacer Nalbant
9 Nisan FEMİNİZMİN KAZANDIRDIKLARI / Feminist Kadın Çevresi
------------------------------------------------
AMARGİ, Sümerce’de özgürlük ve anaya dönüş anlamına geliyor. Biz, bir grup kadın Türkiye’de biraraya gelerek oluşturduğumuz özgürlük arayışımıza bu ismi verdik. Şimdilik yolculuğumuz İstanbul, Adana ve Antakya’da devam ediyor. Yaratmaya çalıştığımız bu filizi siz de büyütmek, renklerine yeni renkler katmak, yeni filizler dikmek isterseniz gelin. Etkinliklerimize katılabilir, çalışma gruplarımızın veya komisyonlarımızın toplantılarını izleyebilir, arşivimizi, kütüphanemizi karıştırabilir veya sadece bir çayımızı içip sohbet edebilirsiniz. Elimizden geldiğince çalışmalarımızı yansıtmaya çalıştığımız bu siteyi gezerek feminizme dair Türkiye’de geliştirmeye çalıştıklarımızı öğrenebilirsiniz. Biz Amargi’de hiyerarşi kurmadan örgütlemeye çalışıyoruz. İsteyen her kadın kendi belirlediği biçimlerde bu çalışmanın geliştirilmesine katkıda bulunabilir.

Adresimiz :
Şehit Muhtar mahallesi
Büyük Bayram sokak
No: 2 Kat: 4 Beyoğlu / İstanbul
( Beyoğlu İstiklal Caddesi'nde Ağa Camii'nin köşesinden sağa dönün, ilerde Köşem Büfe'nin olduğu binanın en üst katındayız )
Tel: 0212 251 01 54

|
KADIN PROGRAMLARI KADINLARI ÖLDÜRÜYOR!
Bir kadın daha KADIN PROGRAMINA katıldığı için ÖLDÜRÜLDÜ....
Star TV’de yayınlanan Ayşe Özgün’ün programına çıkan Nermin Ardıç isimli bir kadın, programın ardından babası tarafından kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü. Daha önce de, Yasemin Bozkurt’un “ Kadının Sesi ” programına katılan Birgül Işık, oğlu tarafından vurulmuştu.
Kadınların sorunlarını dile getirdiklerini iddia eden,“ Kadının Sesi”, “ Ayşe Özgün Her Gün ”, “ Serap Ezgü ile Bizbize ” gibi programlar, sorunları dile getirmekten çok, kadınların özel hayatlarını teşhir ediyor. Bu programlar, reyting kaygısıyla, yeni şiddetlere sebep oluyor. Kendi içlerinde de rant kavgasına düşen program sunucuları için, kadınlar kullanılacak malzeme olmaktan öteye geçmiyor. Bu programlarda, kadınlarla dayanışma, kadınların sorunlarını dinleme ve ortak olmaya çalışma tarzı hakim gibi görünse de, gerçekte bu programlara katılan kadınların güvenlikleri, psikolojileri gözönünde bulundurulmuyor. Kadınlar için bu programlar bir iç dökme ortamı olarak, bir kurtuluş umudu olarak görülüyor. Fakat programdan çıktıklarında kadınların hem psikolojileri sarsılıyor, hem de güvenlikleri tehdit altında kalıyor. Sosyal çevrelerinden dışlanma tehdidi de gözönünde bulundurulursa, kadınlar, tamamen yalnız ve gerçek hayatla yüzyüze kalıyorlar.
Biz Amargili kadınlar olarak, kadınların bu tür programları kurtuluş umudu olarak görmelerinden kaygılıyız. Kadınların çaresizliğinden faydalanan, kadınların özel hayatlarını rencide eder tarzda irdeleyen, kadınları sorguya çeken onlara sanal kurtuluşlar vadeden bu tür programları tehlikeli buluyoruz. Kadın mücadelelerin deneyimlerini çarpıtarak işleyen bu tür programların kadınlara herhangi bir yarar sağladığına inanmıyoruz. Bir tür rehabilitasyon amacını da taşıyan bu programların diğer bir tehlikesi de, kadınların, yaşadıkları sorunları kendi kendilerine çözmesinin ve kadın örgütlülükleriyle buluşmalarının önünü kesmeleridir. Oysa ki, kadınlar ev içinde ve ev dışında yaşadıkları her türlü şiddetle hemcinsleriyle dayanışma ilişkileri kurarak, kendi iradeleriyle mücadele etmelidirler.
Kadınlara zarar veren mevcut kadın programları kaldırılmalıdır. Bunların yerine, kadınların sosyal, psikolojik durumlarını gözeten, güvenliklerini dikkate alan, kadın bakış açısına sahip uzmanlardan oluşan ve aynı zamanda kadın mücadele deneyimlerinden de faydalanan, programlar yapılmalıdır. (13.11.2005)AMARGİ KADIN DAYANIŞMA KOOPERATİFİ
Amargi'de ingilizce, ispanyolca, resim ve mozaik kursları sürüyor .
Pınar selek'le dayanışmak için açtığımız imza kampanyasına katılmak için :
|
AMARGİ’DEN ÜÇ YENİ KİTAPÇIK!
Amargi Kadın Dayanışma Kooperatifi, 'Yeni Medeni Kanunun Mal Rejimlerine Getirdiği Önemli Yenilik: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Kadınlar Açısından Getirdiği Diğer Önemli Değişiklikler', ‘Kadına Yönelik Şiddet’ ile ‘Danışma Merkezleri ve Kadın Sığınakları’ adını taşıyan üç yeni kitapçığı kadınlarla buluşturdu. Söz konusu kitaplar, Amargi’den ücretsiz olarak temin edilebilir.
Av. Seyda Selek tarafindan yayina hazirlanan Yeni Medeni Kanunun Mal Rejimlerine Getirdiği Önemli Yenilik: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Kadınlar Açısından Getirdiği Diğer Önemli Değişiklikler kitapçığında medeni kanundaki düzenlemeler içerisinde yer alan, kadınları ilgilendiren önemli yenilikler ile yapılan bu düzenlemeler içinde en somut kazanımlardan biri olan ‘Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi – Yasal Mal Rejimi’ üzerinde duruluyor.
Dilek Alıcıoğlu Cömert ve Fatma Gülçiçek tarafından yayına hazırlanan ‘Danışma Merkezleri ve Kadın Sığınakları’ adlı çalışmada dünyada ve Türkiye’de sığınak ve danışma merkezlerinin gelişimi ve deneyimi ortaya koyuluyor.
Ayşe Kismet ve Gülden Bağa tarafından yayına hazırlanan 'Kadına Yönelik Şiddet' kitabında ise, şiddetin türleri, nedenleri ve şiddetle mücadele yöntemleri örneklerle açıklanmıştır. Bunun yanı sıra, Ümraniye ve Levent Sanayi mahallesinde Amargi'nin yürüttüğü çalışmaların sonuçları da kitapçıkta yer alıyor.
|
Arkadaşımız Pınar Selek'le la dayanışma kampanyası devam ediyor!
Pınar'a destek vermek için aşağıdaki metne imzasını koymak isteyenler
adresine ad, soyad ve meslek yazarak katılıarak listeye eklenebilirler. İmza kampanyası Nisan ayının ortalarına kadar sürecek...
Tanığız
Biz aşağıda imzası bulunanlar PINAR SELEK’in feminist, anti-militarist, şiddet karşıtı bir araştırmacı olduğuna tanığız.
Yıllardır maruz bırakıldığı suçlamalarla, hiçbir ilgisinin olmadığına inanıyor, araştırma ve çalışmalarının düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesini talep ediyoruz.
Bizler için bunlar suç sayılamayacağından, sosyolog Pınar Selek’in yanında olduğumuzu duyururuz.
|