|
|||||||||
|
|||||||||
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
![]() İBRAHİM TATLISES ve “ASENA BENİM KEDİMDİR”...
Hemen herkesin izlediği gibi, Asena’nın İbrahim Tatlıses ile olaylı birlikteliği, Asena’nın bu ilişkiyi bitirdiğini açıklamasıyla, başka bir noktaya taşındı.
İbrahim Tatlıses herkesin tanıdığı ünlü bir isim. Şöhretini ve geçimini çevirdiği filmler, şarkıcılığı ve patronluğuyla sağlayan bir zattır. Bunun yanı sıra, tüm kamuoyunda kadınlara uyguladığı şiddetle, tanıdığımız biridir. Asena da, aynı şekilde, açık – gizli şiddet gören kadınlardan birisiydi. Zira bu ilişkinin zora dayalı olduğu, yapılan açıklamada da belirtiliyor. “Ben onunla ilişki kurmadım, o benimle ilişki kurdu” deniyor.
Böyle bir açıklamanın karşısında, Tatlıses’in açıklaması ise şöyle; “Asena benim kedimdir. Benim kedime kimse karışmasın. Biz bitti demeden, hiçbir şey bitmez. Ben bitti demeden, hiçbir şey bitmez. Ben bitirmiyorum. Seviyoruz ki, onu namusumuz olarak kabul ediyoruz. Medeni insanlar kararlarını karşılıklı olarak dile getirirler, uzaktan yapmazlar.” Tatlıses’in bu sözlerinden, biz kadınların yıllardır kamuoyunda dile getirdiğimiz bazı ölçüler bilinmiyor gibi görünmektedir. Bunu bu açıklamasında şu şekillerde görüyoruz: “Ben bitti demeden, hiçbir şey bitmez” Medeni insanlar iyi bilirler ki, eğer ikili bir ilişkide bir taraf ilişkiyi bitirmek istiyorsa, diğer taraf buna saygı gösterir. Yine medeni dünya, kadınları erkeklerin namusu olmaktan çıkarmaktadır. Medeni dünyada kadın artık birey olmalıdır, kişilik sahibi olmalıdır, kimsenin namusu olmamalıdır. Kendi yaşama hakkı, kendi ellerindedir, kadınlar kendi kararlarını kendileri verebilirler. Elbette ki bu hayatta herkesin birilerine danışmaya ihtiyacı vardır. Bu, o kişinin iradesiz olduğunu göstermez. Tatlıses’in zorba halinin yanısıra, basın mensuplarının da soruları da, erkekçedir. Bu toplantıda ve daha sonra izlediğimiz haber kanallarında sorulan sorular, Tatlıses’in sözcülüğünü yapar niteliktedir. Bu yaklaşımı şu birkaç sorudan rahatlıkla çıkarabiliyoruz
1. Siz İbrahim Tatlıses’in sayesinde bu noktaya gelmediniz mi? Yani mesela böyle bir durum olsaydı, bu kadının bu duruma katlanması gerektiği anlamına mı geliyordu? Meseleye burdan bakınca, basın mensuplarının bu sorusu, şiddeti meşrulaştırmıyor mu?
2. İbrahim Tatlıses’ten ayrılmanız gerektiğini söyleyen akıl danıştığınız insanlar var mı? Tatlıses ile birlikte olmaya karar verirken, aynı insanlar etrafınızda yok muydu? Her ne kadar, verilen yanıttan, ilişkinin başından beri zora dayalı olduğu anlaşılsa da, basın mensuplarının bu sorusundan biz kadınlar şunu anlıyoruz; zamanında doğru karar vermediysen, başa gelen her türlü şiddete katlanacaksın. Zira, biz kadınlara tüm toplum hep bu şartı dayatır. Biz kadınlar çeşitli biçimlerde istemediğimiz ilişkilere zorlanırız, bu ilişkiden vazgeçme cesaretini gösterdiğimizde de, zamanında kararını iyi verseydin, dayatmasıyla karşı karşıya kalırız.
3. Hayatınızda başka biri mi var? Üniversiteli birini mi buldunuz? vb.
Bu karşılıklı açıklamalar her ne kadar iki ünlü isim arasında gerçekleşse de, daha çok paparazzi haberciliğinin konusu gibi görünse de, herkesi, hepimizi ilgilendiren bir konu. Yine herkes iyi bilir ki, kadına yönelik şiddet, tüm toplumu ilgilendiren bir olaydır. Zira, bir kadın bir erkekten şiddet görüyor. Üstelik şiddet uygulayan erkek, toplumun büyük çoğunluğunun yakından takip ettiği bir isim. Bu yolla aslında, bir erkeğin bir kadınamilyonların gözleri önünde, savurduğu tehditler, kadının erkeğin namusu olduğu gibi bir görüşü meşrulaşmaktadır. Aynı zamanda, basın mensupları, şiddet yaşamış bir kadının kendi isteğiyle ve cesaretle aldığı bu ayrılma kararını sorgulayan, daha çok kadını köşeye sıkıştırmaya çalışan bir tavır sergilemişlerdir.
Bizler, kadına uygulanan her türlü zorbalığı ve bu zorbalığın toplumun gözünde meşrulaştırılmasını kınıyoruz.
Yaşasın kadın dayanışması Kimsenin namusu olmayacağız. Bedenimiz, kimliğimiz, emeğimiz bizimdir.
AMARGİ KADIN DAYANIŞMA KOOPERATİFİ |
![]() |
![]() |